Bu hafta bir değişiklik yapıyoruz… Türkü çalmak yerine kendi denemelerimi koymaya karar verdim bu hafta. Çok sevdiğim iki dizinin müziklerinden bahsedeceğim.
İlki Ezel. Başta çok sevmiştim, şimdilerde soğudum ama yan tarafta çaldığım dizinin ara müziği çok tatlı. Bağlamaya da çok yakıştığını düşünüyorum bence. Tamamen dinleyerek çıkardım, aralara eklediğim figürler süslemeler de kafadan uydurma. Çok profesyonel, üzerinde çalışılmış bir olay değil ama yine de çok güzel oldu bence.
Dizinin orjinal müziğini dinlemek isterseniz:
Bu da benim kaydettiğim cover:
İkinci cover ise “Game of Thrones” adlı bir diziden. Sanırım bu ara giderek hastası oluyorum bu dizinin.. Her hafta heyecanla beklemekten bıktım, bir de sezon finali yakında olacağı için kitaplarını aldım. Amazon’da çok ucuza 4 kitabı birlikte alabilirsiniz, fiyatı toplam 18 dolar (+ shipping). Kurgusu ve senaryosu gerçekten çok güzel ve kitaba çok bağlı kalmışlar.
Spoiler vermemek için çok detaya girmiyorum, fakat beni yaralayan bir parçası da intro’su. Dizinin başlangıcında keman & kontrbas ile çaldıklarını tahmin ettiğim bir tema var, inanılmaz. Bazen diziye başlarken 2-3 kere başa alıp müziğini dinliyorum, ondan sonra izlemeye başlıyorum diziyi. Orjinal videosu burada, birazdan benim bağlama cover’ımı da göreceğiz:
Burada gösterilen kaleler, her birinin lordu, aralarındaki ilişkiler, barbarlar, kovulan taht varisleri, ihanet… Onurlu bir adamın mücadelesi.. Bu arada 9. ve 10. bölümlerde Sibel Kekilli oynuyor. O da şaşırtıcı bir nokta. Neyse müzikten çok sapmadan devam edelim =)
Geçenlerde bağlama ile bu parçayı deneyeyim dedim. Sanırım saat gecenin 2’si falandı. İlk çıkardığım notalar çok hoşuma gitti, denedim baktım, valla güzel oldu. Hemen kaydedip youtube’a koydum… Az önce baktım videoyu 3.300 kişi izlemiş. O dandik videoyu hem de. Çalamadığım, yanlış notalara bastığım… Ardından ikincisini kaydettim. Onu da kaydedeli birkaç gün oldu ama şimdiden 300lere ulaşmış. İkinci video daha güzel oldu, sadece nakarat değil aradaki solo bölümünü de eklemeye çalıştım.
Eh, olabildiğince yaratıcılığımı kullandım diyebilirim. Elimden gelen bu kadar oldu ne yapalım idare ediverin:
Bağlama çalmayı özlemişim.. Önümüzdeki günlerde Zekeriya Usta’ya uğrayıp bir bağlamaları elden geçireceğim. Eskisinin kesinlikle bir elden geçmesi gerek zaten, bizim emektar dut dalı’nın da bir tel değişimine ihtiyacı var gibi.
Yarın itibariyle bağlama kursuma tekrar başlıyorum, haftaya da pikniğimiz var, herkesi bekliyoruz…
O zaman bu haftalık bağlama denememizi de bir Game of Thrones cümlesi ile bitirelim:
“Winter is coming..”