Yapılacak çok şey birikmiş. Ne zaman arabamın ekranında “yıkama suyunuz eksik” yazısını görsem her seferinde o silecek suyu len, hadi oradan diyerek küfrediyorum, ardından biriken işler geliyor aklıma.
Her silecek suyum bittiğinde.
Evet, silecek suyuna endeksli bir hayatım var benim.
Şu sıralar yetişemiyorum hepsine, ama biten işler de temizlenen cam misali açıyor önümü. Yoğunluğun ve yorgunluğun haklı gururunu yaşarken yıllardır olduğu gibi “değecek mi?” sorusunu da sormayı ihmal etmiyorum.
Her defasında da cevabı çok önemsemiyorum.
Timsahlar dişlerine konan kuşları yemezlermiş. Sindirmede harcadıkları kalori daha fazlaymış. Ben indiriyorum dişlerimi. Hayat her zaman kalori değil, bazen damak tadı da lazım. Ama yemeğin tadını çıkara çıkara yiyememek olmuyor işte. Apar ve topar adlı kelimeler her yemeğime musallat olmakla meşgul şu sıralar.
İndiriyorum dişlerimi, kapatıp gözlerimi dalıyorum düşlerime…
“Değecek mi?” sorusuna takıldığımız için çoğu zaman geç kalıyoruz. Onun için, bu soruyu çok fazla irdeleyip karar vermekte zorlanıyorsan, hiç düşünmeden adımını atmak çok daha iyi. Gemiyi suya bırakıp batıp batmadığını görmek gibi. Batmazsa ne ala; batarsa da sağlık olsun, çözümü bulunur 🙂