Aylar sonra bu türküyü bana hatırlatan bugün Fransızca hocam oldu. Bugün Ayın Işığı, yine Okan Murat Öztürk’ten dinlemeyi çok çok sevdiğim, yine başta benim açış yapmayı pek de beceremeden hızlıca türküye girdiğim bir türkü. Bağlamayı epeydir ihmal ettik evet. Çalmayı değil, aksine sürekli bağlama çalar oldum evde. Dertlenip yanık yanık, sevindirik olup Şeker Oğlan döktürüp, zaman zaman da yine değişik cover’lar (mesela Pirates of the Caribbean) deneyerek çalıp söylemelerimiz devam etti. Ama bir yıllık bu sayfanın 3. yılına gelmiş bulunmaktayım =) nitekim hala 10-11 türküde kalmışız.

Bugün ayın ışığı elinde bal kaşığı
Gine nerden geliyon da mahlenin yakışığı

Vay nerdesin nerdesin kaldır camın perdesin
Diyeceğim çok amma da pek kalaba yerdesin

Kara poşuna kurban çatık kaşına kurban
Yalnız sana değil de arkadaşına kurban

Vay vay vay vay pambuğum edasına yandığım
Seni hasta diyorlardı nasıl oldun sevdiğim

Karşıdan geçti gelin elinde testi gelin
Gitme bir yol göreyimde gençliğim geçti gelin

Vay ne olur ne olur sevda sırınan olur
Gözdür alemi gezer de gönül birinen olur

Kayıtların aksamasına bir sebep de kayıtları yaptığım mikrofonu bir süredir kaybetmiş olmam. Neyse, sıkıcı bahaneleri geçiyorum, yarınki Fransızca finalime çalışmak yerine şu anda aralarında epey yanlış yaptığım, sesimin böylesine pes kaldığı bir türküde;
Yine hayranı olduğum bir türkünün çok da beğenmediğim kendi kaydımla karşınızdayım.

Valla şimdi şu satırları yazarken bi kez daha dinliyorum da, hakkaten de pek olmamış =/ Neyse daha iyileri için yeni bir başlangıç diyelim.

En sevdiğim kısmına gelirsek: “Diyeceğim çok amma da, pek kalabalık yerdesin”. Aşık olayım olmayayım, hüzünlü olayım, sevinçli olayım, sanırım bu türküyü ne zaman dinlesem gözlerim hep bi dolar.

Birinci versiyon daha temiz, Garage Band ile herhangi bir efekt eklemeden direk
kaydettim. İkincide de (nasıl oluyorsa artık) trompet efekti hoşuma gitti =)

Son olarak diyeceğim çok amma, benimkini berbat bulduysanız şayet, bir de Okan Murat Öztürk’ten dinleyin: