Sanırım 20’li yaşların getirdiği koşuşturma hastalığına döner dönmez – bir 7 yıl kadar geç de olsa – ben de yakalandım. Döneli bir seneyi geçti, hatta tam da bu hafta geçti. Tarihi farkedince, hemencecik “yıl sonu muhasebesi” yapma işine girişti kafam. Sabah sabah serviste uyuklarken hem de. Elimde bir aydır bitiremediğim Tutunamayanlar’ın kalan son 100 sayfası, kafamda sakin geçen son üç günlük bayram tatili.
Bir yıldır ben de her şeyi yapma, hem de bu “her şey“i aynı anda yapma gibi bir saçmalığa düştüm, hem de öyle bir düştüm ki kimseler tutamadı. Herkeste bir “Aman yarabbi yaşlanıyoruz, her şeyi yapalım, her yerli görelim, her şeyi ama her şeyi alalım, hem de son model sıfır olsun, kılıfı da olsun, hemen de evlenelim, benim düğünümde de bu komikli yazılardan olsun, girişte de şu müzik çalsın” şeysine, evet hadi gelin itiraf edelim, bulaştık. Paralel evrenlerde ikizim, yedizim veya dokuzuzum (söylenişi ne kadar zor değil mi, siz de farkettiniz, bir kere de sesli okuyun : dokuzuz) var mı, varsa onlardan bir tanesi Spiderman olmayı başarabildi mi, her şeye yetişebiliyor mu bilmiyorum, fakat şu anda tek bir evrende ve bu geçip giden zaman dilimi içerisinde bir milyon şeyi yapmaya çalıştığım aşikar.
Bir yıl içinde :
– Barcelona’ya & Yahoo’ya ben doktoraya gelmiyorum size dedim.
– Yandex ve eski işyerim Tübitak ile görüştüm.
– Yandex beni reddetti, ben de Tübitak’ı reddettim. Aşk-ı Memnu’daki aşk graph‘larına benzer bir ilişki içerisine girdik.
– Ne alakaysa Gate Elektronik’te işe başladım
– Başladıktan 2 ay sonra, iş de aramadığım bir sırada bir yerden teklif aldım
– Tekliften 3 gün sonra Gate Elektronik’ten istifa ettim
– Esen Sistem Entegrasyon diye harika bi yerde işe başladım
– THBT Bağlama Orkestrası’na girdim
– THBT Bağlama Orkestrası ile güzel bir konser verdim
– THBT Bağlama Orkestrası’ndan koptum – şimdilik
– Bağlama 401 ileri düzey bi gruba girdim
– Bağlama 401 için bir ton nota okuma egzersizi indirdim
– Bağlama 401 ileri düzey grubumdan şu sıralar çıkmayı planlıyorum
– Kitap yazma sürecini birden hızlandırdım
– Kitabın ilk taslağının bir bölümünü arkadaşlarıma gönderdim
– Geri bildirim alıp düzeltmeye ve yazmaya devam ettim
– Kitap yazma işinden koptum – şimdilik
– Askerliği ertelemek için bilgisayarda doktora yapayım dedim
– Sırf askerliği ertelemek için doktora yapmaktan vazgeçtim
– Askerliği ertelemek için müzikte doktora yapabilir miyim diye araştırdım
– Bedelli askerlik çıktı. Hepsinden vazgeçtim.
– Motorsiklet Kursuna yazıldım (bizimkilerin haberi yok)
– Motorsiklet baktım. Önce cbf 150, sonra cbr 250r’de karar kıldım
– Motorsiklet almayı planladığımı bizimkilere nasıl söyleyeceğim bilmiyorum
– Salsa’ya başladım
– Salsa’dan her kız bulan ayrıldı, en son 3 kişi kaldık, bir nişanlı çift ve ben
– Salsa dersleri Ramazan dolayısıyla iptal oldu
– Moskova’ya gittim
– Zonguldak’a gittim
– Bir grup Yunanla Kapadokya’yı gezdirdim
– Saraybosna’ya ve Mostar’a gitme planları yaptım.
– Saraybosna’ya gitme planlarımdan bir süreliğine vazgeçtim
– Yukarıdaki satırı okuyup “Mostar’dan vazgeçmedi mi acaba?” diyen sizleri düşündüm
– Yeni blog yazıları yazdım
– Yeni yazdığım yazıları beğenmedim sildim
– Babamın Facebookta yazdığı şiirleri okudum
– Babamın şiirlerini Antoloji’de yayınladım
– Babamın şiirleri ile gurur duydum
– Bu süreçte sık sık Osmanlı Nargile’ye gittim
– Bir sürü ama bir sürü kitap okudum
– Birkaç Advanced C++ kitabı indirdim
– Süper bir developer olma planı kurguladım
– Code Complete kitabıma tekrar başlama kararı aldım
– İndirdiğim e-kitapların hiçbirine başlamadım
– Code Complete 5 aydır masamda bana bakıp günaydın abi diyor
Yukarıdakiler birer birer, biri bitti, diğeri başladı şeklinde oldu sanıyorsanız, işte orada çok fena yanıldınız. Hepsini aynı anda yapmaya çalıştım. Listede devam eden 1 – halihazırda çalıştığım ve çok sevdiğim işyerim var. Bir de işe başlarken aldığım masamdaki Rebul Mandalina kolonyası. (Hemen sırıtmayın ama çok güzel kokusu. Hakikaten). Henüz motorsiklet de almadım, sapasağlamım merak etmeyin.
Hayatımda bir priority_queue olması lazım. Yoksa yukarıdaki thread’ler sonu gelmez bir biçimde kavga etmeye devam edecekler. Ve ben deadlock‘lar, race_condition‘lar içerisinde ömrümü, hiç değilse birkaç yılını daha heba edeceğim.
Herkesin bir şeylerle meşguliyetini görüp, herkesin musmutlu hayatlarına dolanan gözlerimiz, bazen ekranın parlak ışığından hipnotize olabiliyor. Üç gün bilgisayardan uzak kalmak toparlanmama çok yardımcı oldu. İnsanın hayatını bir bilgisayar mühendisi edasıyla data structure’larla, queue‘lar veya stack‘leri le implement edebilmesi mümkün değil elbette. Ama bu araçların kullanışlı olduğu da inkar edilemez bir gerçek. Evet, bir priority_queue lazım.
Hakan bir gün şöyle demişti (başka bir konuda demişti ama neyse :D) : One battle at a time. Son üç gündür kendi kendime bunu hatırlatıyorum.
Öncelik kitabımın. Şimdi yazamazsam, hiç yazamayabilirim. Hem kitap yazmak için sakin ve serin bir Gazimahallesi yaz akşamından, terastaki salıncağın gıcırtılı eşliğinden daha güzel neresi ve ne zaman ve hangi paralel evren olabilir ki?
Selam olsun sana Spiderman burayı okuyorsan.